ÇOK OKUYUP AZ UYUYAN BAZI MEŞHURLAR

Bugün çok güzel tevafuk oldu, bir süredir az uyku ile yetinen alimlerin, tarihi şahsiyetlerin bunu nasıl başardıklarını, ömürlerini ne şekilde geçirdiklerini anlatan bir kitap arıyordum, kısa da olsa şimdilik beni tatmin eden bu yazı mesaj olarak geldi, ben de bloğumda paylaşmasam bir daha belki unuturum okumam diye üşenmedim buraya da yazdım.

Hiç kimse kusura bakmasın ama televizyon karşısında saatlerini harcayan insanları AHMAK olarak nitelendiriyorum. Ahmaklık çünkü Allah’ın sana kullan diye verdiği aklı resmen ölüme mahkum ediyorsun, bu dünyada geçirmen için sana verilen zamanı israf ediyorsun ki ‘Allah israf edenleri sevmez’ (Araf-31) İsraf sadece yediğin yemekten ya da yaptığın alışverişten değil sana verilen zamanı boşa harcayarak da yapılır.

Her akşam yemeğimizi yedik, televizyon karşısına ailecek oturduk, en az 4 saatimiz herkesin yanyana ama aslında birbirinden çok uzak olduğu bir şekilde geçiyor, benim aile yaşantım da MAALESEF farklı değil, biz çekirdek aile bile değiliz, henüz çocuğumuz yok, benim eşimde maalesef televizyon karşısında vaktini öldürmeyi sevenlerden ve televizyona şiddetle karşı olan ben bu yüzden sadece yemekte eşimle vakit geçiriyorum. Eğer televizyon varsa ben yokum diyorum, birkaç aydır ilgisiz olarak adlandırıldığımdan birlikte az da olsa televizyon izliyordum ama artık resti çektim, hem zaten konuşmuyoruz, muhabbet etmedikten sonra ha aynı odada olmuşsun ha yan odada…

Evet sürekli ibadet etmek herkesin nefsine kolay gelmeyebilir, sürekli kitap okumak herkesin fıtratına uygun olmayabilir ama sadece bunlar da değil. Ne yapılır mesela televizyon karşısında öldüreceğin vakit yerine,

Akrabalarını ziyaret et. (Muhakkakki Allah akrabaya yardım etmeyi emreder) (Nahl.-90) (Allahtan ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının.) (nisa-1)

Bir fidan dik mesela. Peygamber Efendimiz, “Kıyamet kopsa bile, o zaman elinizde bir fidan bulunuyorsa ve onu dikmek için de bir engel yoksa derhal o fidanı dikin.” diyor.

Komşunu misafir et. İbn-i Abbas’dan (ra) işitildiğine göre, İbn-i Zübeyr’e haber vererek şöyle demiştir:
Peygamber (sav)’in şöyle dediğini duydum:
“- Komşusu aç olup da karnını doyuran kimse, mümin değildir”
Bir çocuğu sevindir, bir yetimin başını okşa. ‘Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz, Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.’ (Nisa-36)  Peygamber Efendimiz: “Bir kimse, Müslümanların arasında bulunan bir yetimi alarak yedirip içirmek üzere evine götürürse, affedilmeyecek bir suç işlemediği takdirde, Allah Teala onu mutlaka cennete koyar”.
Düşüncelerini dahi israf etmeyen Allah’ın sevgili kullarından olmak duasıyla..

ÇOK OKUYUP AZ UYUYAN MUVAFFAKIYETLE BAZI MEŞHURLAR

1- Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri: Bir insana kafi gelmeyecek kadar az yer ve az uyurdu, Bize de derdi ki: ‘Fıtri uyku beş saattir’ Üstadımız yatsı namazını kılınca fazla beklemez hemen yatardı. Gece erken kalkar, teheccüd namazını kılardı. Evradlarını, bütün dualarını sabah namazına bir saat kala bitirirdi. Sonra ellerini dergâh-ı ilahiye’ye açar, uzun uzun dua ederdi. Bu dua bir saat devam ederdi.. Ve kendi yazdığı Risale-i Nur külliyatından günde iki yüz sayfa okurdu.’ (Bayram Yüksel, Necmeddin Şahiner, Son Şahitler- Cilt 3)

2- Zeynelâbidin (r.a.): Gece de gündüz de bin rekat namaz kılardı.

3-Tabiinin azim imamlarından Taus denilen Ebû Abdurrahman-ı Yemani: 40 sene yatsı abdestiyle sabah namazını eda etmiştir.

4-İbn-i Sina (980-1037) diyor ki; geceleri hep okumak ve yazmakla meşgul oldum. Uyku bastıracak olsa bir bardak bir şeyler içerek açılıyor, yeniden çalışmaya koyuluyordum.

5-Fahreddin-i Razi (1149-1209): Çok defa sofraya oturduğunda bir yandan yemeğini yer, öbür yandan kitap okurdu. Sadece tefsire dayalı yazdığı eserler 20bin sayfayı aşkındır. 63 yaşında vefat eden Râzi, geriye 200 eser bırakmıştır.

6-İmam-ı Azam: 40 sene yatsı abdesti ile sabah namazını kılmış. 7000 defa Kur’an-ı hatmetmiştir. Beşyüz bin meseleye fetva vermiş, ellibeş defa hacca gitmiş. Geceleri beşyüz veya bin rekat nafile namaz kılar. Bazen iki rekat namazda Kuran-ı hatmedermiş.

7-Fatih Sultan Mehmet Han (1431-1461):  En çok okuyan devlet büyüklerindendi. Dünyanın en büyük topunu mühendislik ilmiyle kendisi yapmıştı. İstanbul’u fethe karar verdikten sonra gözlerine uyku girmemiştir.

8-Yavuz Sultan Selim Han (1370-1520): Mısır Seferine giderken üç katır yükü kitap götürmüştü. Çoğu zaman geceleri sadece üç saat uyurdu.

9-Kâtip Çelebi (1608-1657) diyor ki; mumlar tükenir, güneş doğar, ben hala okurdum.

10- İsmail Hakkı Bursevi (1652-1715): Mum ışığında 161 eser yazmıştı. Avrupalılar bu eserler beş ömre sığmaz. Bu kitaplar 300 yılda yazılmaz derlerdi.

11-Ahmet Mithat Efendi (1844-1912): Okumaya olan düşkünlüğü onu ‘ayaklı kütüphane’ ve ‘milletin hace-i evveli’ yapmış  ve 226 kitap yazmıştı.

12-İbnü’l Cevzî: Okuduğu kitapların sayısının yirmibini geçtiğini ifade eder. Bazısı 20 cildi bulan 340’tan fazla eser vererek, kitap yazmadık hiçbir ilim dalı bırakmamıştı. İbn’ül Cevzî ömrü boyunca kullandığı kalemlerin yontulmasından biriken talaşları biriktirip, öldüğünde bu talaşların gasil suyunun ısıtılmasında kullanılmasını vasiyet etmişti. Vefatında vasiyeti yerine getirildi, biriktirdiği talaşlar gasil suyunu ısıtmaya yeterli gelmişti.

13-İmam Suyûti: 700 tane kıymetli eser telif etmiştir. ‘Bana ulaşan 200bin tane hadisin tamamını ezberledim daha fazla rivayet gelse idi onları da ezberlerdim’ demiştir.,

14-Sultan Selahaddin-i Eyyûbi: Kudüs’ün fethine dek yemek ve uyumayı unutmuş; gülmeyi kendine haram etmiş ve kendine ev yapmayıp çadırda kalmış.

15-İmam Hulvani: Ben bu ilme ancak saygı ile ulaştım. Abdestsiz bir kağıdı bile lime almadım.

16- İbn-i Teymiye: Uyumamak için saçlarını uzatarak duvardaki bir çiviye bağlamıştır. Uyuduğu zaman başı düşünce saçları acıyor. Böylece uykusunu kaçırmaya çalışmıştır.

17- İmam Serahsi: ‘El Usul’ kitabının mukaddimesinde yazdığına göre, 12bin kitabı ezbere biliyordu.

18-İmam-ı Maliki (711-795): Tuvalette geçen zamanına acıdığı için üç günde bir defi hacet edecek şekilde az yerdi. Yeme-içe-uyku ihtiyacı olmasaydı da bütün zamanımızı ilimle ve ibadetle geçirseydik derdi.

19-Cahız: Bütün kitapları almaya gücü yetmediği için kitapçı dükkanına gider, bir gece için dükkanı kiralardı. Kapıyı üstünden kilitletir, sabaha kadar kitapları mütalaa ederdi. Ölümü de hayatı gibi oldu. Etrafını saracak şekilde kitapları dizip aralarında oturmayı adet edinmişti. Hasta olduğu bir gün, kitap ciltleri üzerine yıkılarak ölümüne yol açtı.

20-Prof.Dr.Şener Dilek: Sandalyenin bir ayağını kırıp üstüne oturup sabaha kadar Risale-i Nur okurmuş. Uykusu geldiğinde sandalye düştüğü için uyanırmış.

21-Ateist Lenin günde 18 saat okur ve çalışırmış. Komunist Karl Max’ın kitaplarını Sibirya soğuklarında  uyumadan okurmuş. Uykusunun gelmemesi için sandalye kullanmadan masa başında ayakta çalışırmış.

Bir hiç uğruna bir Allah düşmanı bu kadar fedakarlık yaparak okuyorsa bizler ne kadar okumalıyız.

ÖMÜR SERMAYESİ PEK AZDIR, LÜZUMLU İŞLER PEK ÇOKTUR.

7 comments

  1. Beni bu blogla bu gece tanistiran şey tesadüf olamaz. Hep zamanla savaştım. O kaçıyor ben kovaliyorum. sabırli biriyimdir. Ama seni ne çileden çıkarır diye sorsan tereddütsuz “her ne sebep ile olursa olsun zaman israfidir” derim.Yazınin içerigi ben de gerçekten ciddi bir etki bıraktı. teşekkürler. cil

    • Rida ederim, hep zamanla savaşan biri olarak son yazılarımdan Bullet Journal yazımı okumanızı tavsiye ederim, her şeyimi yazarak planladığımdan beri az zamanda daha fazla iş yapabiliyorum.

  2. Yazınızı çok beğendim. Az uyuyan alimleri araştırırken denk geldim ve blogunuzla tanıştım. Elinize sağlık.Bilmiyorum hala yazıyor musunuz.

    • Teşekkür ederim okuyup yazmak her daim yaptığım bir şey ama bloğa yazı ekleme konusunda biraz tembelleştim maalesef.

Yorum bırakın